TERÖR : Paris’in ortasında ‘Lili Marleen’ cinayeti

Sakine Cansız ve arkadaşlarının öldürülmesine dair ilginç ayrıntılar ortaya çıkıyor. Son iddia infazın ortak yapım olduğu yönünde. Operasyonun kod adı ise ‘Lili Marleen’miş.

PKK’lı Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in Paris’te öldürülmesiyle ilgili ilginç iddialar gündeme geliyor. Geçen hafta cinayetin sorumlusu olarak tutuklu bulunan Ömer Güney’e ait olduğu iddia edilen bir ses kaydı yayımlandı. Güney, kayıtta iki kişi ile konuşuyor ve cinayet öncesini anlatıyor. Gizemli sesler ise Ömer’e taktik ve emir veriyor. Bir MİT belgesi olduğu iddia edilen metin ortaya çıkmıştı. Belgede Güney’e MİT tarafından PKK kurucularından Sakine Cansız’a suikast düzenlemesi için 6 bin avro verildiği ileri sürülüyor. Belgede MİT Daire Başkanı ile üç yetkilinin imzası bulunuyor. ‘GİZLİ’ ibareli ‘arz notu’ başlıklı belge 18.11.2012 tarihini taşıyor. Bu tarih, Güney’in cinayetten sonraki Türkiye ziyareti ile çakışıyor. Her iki iddia MİT ve Adalet Bakanlığı tarafından yalanlandı. BDP ise Meclis’e soru önergesi vermekle yetindi.

Aslında cinayetlere dair ilginç bulgular ve ayrıntılar mevcut. Ancak Ömer Güney’in tek suçlu olarak yakalanmış olması bütün bağlantıları rafa kaldırdı. Ses kaydının Güney’e ait olduğunu BDP yetkilileri de teyit ediyor. Kayıtta konuşan iki şahsın ise MİT görevlileri U.K. ve O.Y. olduğu ileri sürülüyor. İki MİT mensubunun, görev bölgesi Avrupa, ilgilendikleri alan ise PKK. Bu kişilerin ismi KCK-MİT bağlantılı operasyonda da geçmişti. Hatta O.Y. dinlemelere takılmış ve örgüt elemanı diye Atatürk Havaalanı’nda yakalanmıştı. O.Y. sorgulanmak üzere Emniyet’e götürülürken, MİT mensubu olduğunu söylüyor, ardından savcı tarafından serbest bırakılıyor. İki MİT mensubunun faaliyetleri bununla bitmiyor. İddialara göre, U.K. ve O.Y. 2010 yılında PKK’nın Avrupa’daki durumuna dair raporlar hazırlayıp merkeze sundu. Raporlar örgütün yapılanması, faaliyetleri ve bağlantıları hakkında bilgiler içeriyordu. Örgütün Avrupa’daki önemli isimlerinin listesi ve son durumlarına dair kişisel bilgilere de yer verildi. Raporda 30 kişinin adı geçiyor.

Bunun için hazırlanan planın kod adı da ‘Lili Marleen’. II. Dünya Savaşı’nda ünlenen Alman şarkısının adı, bir operasyon kodu olarak seçilmişti. Şarkının gerçek isminin ‘Lambanın altındaki kız’ olması, operasyonun hedefinin bir kadın olma ihtimalini akla getiriyor. Ekibin Eylül 2011’de hazırladığı raporda da ‘Bazı örgüt yöneticilerinin yakalanıp Türkiye’ye getirilmesi olumlu etki sağlar’ deniyor. Aynı dönemlerde Murat Karayılan’ın İran tarafından yakalandığı konusu MİT tarafından merkeze rapor edilmişti. Fakat daha sonra ‘yanlış bilgi’ diye düzeltme gereği duyuldu. Bu sırada medyaya pek yansımayan diğer bir iddia Adem Uzun’un Avrupa’dan Türkiye getirileceği yönündeydi. Hatta daha sonra buna Rıza Altun eklense de yakalanan veya Türkiye’ye getirilen olmadı. Bu listede Sakine Cansız adı 19’uncu sırada yer alıyordu.

PKK da aynı dönemlerde Cansız için iyi şeyler düşünmüyor. Cansız daha çok PKK’da Rıza Altun ve Mustafa Karasu eliyle ötekileştirilip etkisizleştirilmek isteniyordu. Çünkü Cansız, Altun’un örgüte yakışmadığını, paraları şahsi çıkarları için harcadığını sürekli dile getiren biriydi. Hatta Altun’un davaya ihanet ettiği, yargılanıp ceza alması gerektiği fikrini savunuyordu. Cansız benzer eleştirileri Mustafa Karasu için de yapıyordu. Onun, bazı açıklamalarının yersiz olduğunu, örgüte kayıplar getireceğini söylüyordu. Bu kişileri ajan olmakla suçlayan Cansız ikilinin Ergenekon ile bağlantılı olduğunu söylüyordu. Karasu’nun Diyarbakır Cezaevi döneminde arkadaşlarına ihanet etiğini ve derinlerle çalıştığını da belirtiyordu.

Ergenekon süreciyle bu konuları sık dile getirmeye başlayan Sakine Cansız’a ilk tepki 2010’da Karasu’dan geldi. Karasu, Cansız’ın hezeyanlar içinde olduğunu söylüyordu. Cansız’ın Oslo sürecine katılmaması için devreye girmişti. Onun yerine kadın olarak Nuriye Kesbir katılmıştı. Karasu, Cansız’a Ekim 2012’de sert ve tehdit dolu bir mesaj gönderdi: “Çok konuşmasın, işini yapsın. Yoksa Ahmet Kaya’nın yanında kendine güzel bir yer belirlesin. Devrim şehidimiz olur. Biz onun için Lili Türküsünü söyleriz. Sakine Yoldaş…” MİT’in ‘Lili Marleen’ kodu ile Mustafa Karasu’nun ‘Lili Türküsü’ bir rastlantı mı yoksa bilinçli bir tercih mi? Bu sorunun cevabını vermek zor.

İddiaya göre, Sakine Cansız, Oslo görüşmelerinin perde arkasını kendi çabalarıyla öğrenmişti. Dolayısıyla Cansız örgüt için bir tehdit oluşturabilirdi. Zaten, onunla irtibatlı olan Dewran isimli bir şahsın cinayette kapıları açan kişi olabileceği üzerinde duruluyor. Lakin Dewran’ın İranlı olması dışında kimliği ile ilgili ayrıntılar pek bilinmiyor. Dewran, Mustafa Karasu tarafından Avrupa’ya gönderilmiş ve burada Rıza Altun’un referansıyla kalmıştı. Karasu ile sürekli irtibat hâlindeydi. Son buluşma Kasım 2012’de Kandil’de gerçekleşmişti.

Etiketlendi:, ,

Yorum bırakın

YÜKSEK STRATEJİ TÜRKİYE

strateji, istihbarat, güvenlik, politika, jeo-politik, mizah, terör, araştırma, teknoloji